Bir İnsanın Yaşayabileceği En Anlamsız Gün

Merhaba sevgili Bulogırlar.
Yıl 2000, aylardan Haziran, yani yaklaşık 10 sene evvel, Bücür Cadı'yı şahsım çok popi sanar iken, Zeliş'le fakir diye dalga geçen ilkokul öğrencileri Hayırsever Perla'nın kalbini deşer iken,
Nuri Baba, Ahmet Amca'nın kızının evlenmesi üzerine Kayseri'ye gitme kararı aldı.
35 numara ayağını ergenliğe doğru uzatan Abla, bir Ana, Perloş, Nuri Baba ve Tenceredeki "Yolda yeriz" yaprak sarması Kayseri'ye doğru yola koyuldular.
5 saatte Kayseri'ye ulaşan aile, Ahmet Amca'ya gider, orada kalır, eğlenir, bilmem ne derken evdeki Cihan Abi halı saha maçı izlemeye karar verir. Adını tam hatırlamıyorum yerin de sanırım Rüya Halısaha'ydı. Öyle uzak bir yerdi. Gökkuşağı da olabilir. Neydi lan, neyse.
Göbekli ve samimi, komik baba arkadaşı olan Ahmet Amca, oğluna "Hadi Perloş'u da götür bakiyim, Diloş'u Miloş'u topla gidin" der. Demez olsundur. Ama demiştir. Bir de evde "gemiğlerdeğğ taalim varr, hani benim reccebim, RECCEBİM" diye gezen anlamsız bir Damat vardır. En iyi fikir Halısahada maç izlemektir. Cihan abi, Diloş ve Perloş birlikte halı sahaya giderler. Cihoş ve Diloş birlikte ergen muhabbeti yaparlarken, Perloş'a birileri anlamsız bir şekilde "AY NE TATLISIN SEN" diyordur. Halı Saha'ya girilmiştir. Zilyon tane ergen erke vardır. Hepsi gözünü dikmiş, ablama bakıyordur. Hatta birisi bir ara kola almaya giden ablama şey demiştir. Ney demişti lan. Hah, "yürüyün lan kız gidiyor" diye atıfta bulunmuş, zaten burnu havada olan ablamın şuanki ergen tabirimle caizse, "götü" de havaya kalkmıştır. Bacakları hayvani kıllı bu ergen erkelere bakıp tiksinen Perloş, oturup maç izlemektedir.
Adidas eşofmanlı (aşortman) bir sözde Teknik Dayrektır, maçta anlamsız anlamsız OĞLUM O TOP ÇIKMAZ diye bağırıyor, kendi tabiriyle EMO, ARTO, GÖKO, RECO'ya bas bas bağırıyordu. Bir de ıssız teknik direktor vardı. Yakışıklı ve kılsız erkelerin olduğu takımda olan entelektüel teknik dayrektır, Perloş'un tabiriyle "Ulan ben böyle hayatı.. Bir Galatasaray, bir Fenerbahçe takım teknik direktörü olmam gerekirken, hadi kayserispor da olur, şurada "Yakışıklı, kılsız ergen erke takımı" direktörüyüm. Bir şu adama bak bir bana bak. Bir ağız tadıyla bağıramıyorum, hepsi kılsız, hepsi yakışıklı, hepsi bir temiz. Fakat o'nun takımı? Emolar, Artolar.. Bir berke'ye ne yakıştırma takayım ben? Berko mu diyeyim. LAN. O TOP ÖYLE ATILIR MI. Al berke. Al Can. Ömrümü yedin Berke, ömrümü yedin Can." hüznüyle maçı izlerken Perloş entel teknik dayrektır'ın yanına gitti ve ortalıkta olmayan ablasının kaybolduğunu söyledi. Entelektüel teknik dayrektır minik Perloş'u kucağına aldı, "Ablanın adı ne bakiyim, kimle geldin sen:)).9): agujugu yerim seni. Benim de kızım var senin gibi. Hangi okuldasın sen. Benim kız da ted de. Öyle yani" diye muhabbet ediyor, bir yandan da maçı siktir edip birlikte ablamı arıyorduk. Entelektüel Teknik Dayrektır'ın adını unuttum şimdi, Rıdvan olsun, iki saattir yazmak uzun geldi. Rıdvan Baba Perloş'a çubuk kraker, su aldı. Sonra da Perloş'u bank'ın tekine oturtup "Sen burda maçı izle benim bir işim çıktı, ablanı da ararım, sen dur burada perloş" dedi. "Adam entel. Şimdi bana, "dur bir küçük su dökeyim geliyorum" mu desin, entel adam, terbiyeli" diye suyumu yudumlarken Kıllı Ergen Erke takımın teknik dayrektır'ı suyumu elimden alıp afiyetle içti. "EŞŞOLEŞŞEK" diye bir küfür, ilk küfürümü o anda ettim işte. İçimden. Ama ettim. Zaten sonra Rıdvan Baba, Cİhoş ve Diloş sırıtarak bana doğru geldiler. Ben suyum için ağladım. Sonra eve gittik. Düğünde de kola içip efkarlanmıştım zaten. Bir de sahne vardı düğünde, anneme "sahnede OSMAN AGA'yı söyleyim mi" dedim. Bir heves gelmiş. Aman. Gelmez olaymış. Ama söylemedim. Allahtan söylememişim. Elin düğününü mahvedeceğdim.
Bir de Rıdvan Baba, kantincinin telefonunu almış sonra telefon çaldı herhalde, şöyle bir diyalog yaşadılar.
Rıdvan Baba: MEEMEEET KOOŞ İÇ İŞLERİNDEN ARIYORLAR.
Kantinci: (sırıta sırıta koşarak) AA BENİ Mİ. NİYEYMİŞ YA.
Rıdvan Baba: EHEHEHEH inandın mı yok lan bizim hanım sus.

O anda o da gözümde bitmişti zaten.
Neyse.